![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgogiKTBIcVJteyO4dzefos-BwSeq3j6mHneo5lxU1AH88o15pey9tyUzlly1QLRBq3UVt6a5z96CV1FXKS7mw33pXtKpkw4qEnk-MBwy2VWWLn8U5LQPWk6lZ5fwTdi1xrG1ZqAHaKjWU/s320/P051010_15.16.jpg)
Oedipus Spor Kompleski’nin sizler için hazırlayıp sunduğu Sofya günlüklerinde dokuzuncu gün heyecanı tüm hızıyla devam ediyor. Blogunu yeni açmış izleyiciler için tekrarlamak da yarar var. Evet Sofya’dayım, buraya IFAG bünyesinde master yapmak için geldim ve dokuuzncu günü geride bıraktım sayın izleyiciler. Bakalım bugün neler oldu: Erken kalkıldı, Daha erken kalkıldı, zira Mösyö Galabov yarım saat öncesinden okulda olmamızı istemişti. Ancak Mbaye dost sebebiyle daha da erkenden kalkıldı çünkü kendisi 6 gibi filan sabah namazına uyanıyor ve beni de bugün 6:50 gibi filan Soner kalksana artık yaa saat geç oldu diyerek uyandırdı. Otobüs 8’de! Peki ben 1 saat 10 dakika napıcam arkadaş uyandıktan sonra? Neyse 7:10 gibi filan kalktım ben de, muz suyumu (Cappy burada sadece muzdan ürettiği bir meyve suyu satıyor) içtim, mini croissant’larımı yedim. O diil de arkadaş ben gittiğim ülkenin meyve sularını severim, ulan 4 mevsimin yaşandığı her tür iklim ve toprak koşullarına ve tarım ürününe sahip olduğumuz ülkede biz meyva suyu yapmayı pek bilmiyoruz yaa! Bir de pahalı Türkiye’de meyva suları yüzde kaç meyve var tam hatırlamıyorum ama Evropa’da kesinlikle hakiki meyva suları bulabiliyorsunuz. Özelikle karışımlar beni benden alıyor, Fransa’da muz portakal havuç gibi bir karışık meyva suyu vardı beni benden almıştı vesselam. Neyse efendim otobüse binildi, Mbaye’nin yanına oturuldu en öne zira adam ön fetişisti illa bir önde olayım diyor, boş yer olsun otobüste oturmuyor ön tarafa gidip ayakta durarak yola bakıyor filan... Sabah yine daşakkapan canado-fransız hocamızın dersi vardı, yine pek bir eğlenceli geçti. Öğle molasında ilk kez okulun karşısındaki Restorant gibi kafeterya gibi yere gidildi. Pilişka supa (tavuk çorbası), Saladi şopsko (yin yanlış hatırlamıyorsam, çünkü Bulgarca zor zanaat!) ve sevgili Övünçboy’un eşsiz tarifi olan peynirli kabak yenildi. Ancak buna beyaz peynir koymuşlar ve baya koymuşlar yani, iki tane kabağı bitiremedim. Ama Övünç’çüm eğer bu satırları okuyorsan, ben her ne kadar çok uzaklarda olsam da, senin peynirli kabak yemeğin çok daha güzeldi emin ol. Bulgar mutfağının (tattığım kadarıyla tabi, gurmemiyim lan ben topu topu bikaç kez yedim ahkam kesmeye çalışıyorum) dikkatimi çeken iki güçlü noktası var: Çorba ve pilav. Baya çeşitli bunlar ve tattıklarım cidden çok ama çok lezzetliydi ya da ben burada çok aç olduğumdan öyle geldi de yok yaa cidden güzeldi... Ama dostlar büyük bir yalana kurban gitmişiz desem yeridir. Bulgaristan ollum şöyle ucuz böyle ucuz geyiklerine hiç kanmayın, haa bunu bi Fransız dese anlarım ama fiyatlar aşağı yukarı İstanbul ölçütlerinde emin olun! Mesela bu yemeğe 6 leva gibi bişe verdim, tabi ekmek de paralı 10 kuruş filan... Ucuz olan şeyler var tabi burada: alkol, ulaşım, başka şu an aklıma gelmiyor. Neyse Ümit usta gibi her gün size yemek menümü saymak izleyiciyi sıkabilir (oooo popülist tavırlar filan!). Öğle sonrasında informatique dersmiz vardı, tabi herkes ulan bi yolu yok mudur yaa bu dersten kaçmanın, napıcaz ollum zordur filan tavırlarında. Kadın geldi (kendisi Bulgar bir mühendis hanımefendi), her ne kadar görünümü bana pek hoş anmadığım Sultan hocayı hatırlatsa da tavırları şeker filan. Dedi ki : arkadaşlar aranızda dersi almak istemeyen varsa, bir önerim var sınava girip geçebilirler, geçen sene bu dersin bütünlemesinde sorduğum soruları sorucam, soruları da birazdan göstericem... Biz iyi yaa koyarız belki filan tribindeyiz. Sonra açtı kadın sayıyor soruları, sınavı geçmemiz için 10 u geçmemiz lazım 20 üzerinden, işte 11 puanlık bi 10 soru filan toplamda gösterdi, vars aranızda yaparım diyen buyursun sınava dedi. Aslında bizim gördüğümüz şeyler ama o zamanlar İşletme de neymiş yaa havalarında olduğumdan pek hatırlamıyorum bu şeyleri. Neyse herkes dersi almaya ikna oldu. Kadın programda bütün informatique dersleri gözüküyor ama biz 4 grup yapıcaz dedi, böylece haftalık ders programımız önemli ölçüde azaldı ki ahalide bu bir sevinç kaynağı oldu. Öncelikle mühendislik, matematik, fizik gibi bilimlerden mezun olanlar bir grupta olacak dedi. Onlarla farklı işliyoruz dersi filan 8-10 civarında mühendis bir tırstı hocam etmeyin biz ne yaptık diye filan, neyse sınav aynı olacağı için mecburen ikna oldular filan. Sonra kadın tek tek adımızı okuyup hangi bölümden mezun olduğumuza göre bizi gruba yerleştiriyor. İlk grup amatörlerin ve dersten çekinenlerin. 2. grup orta, 3. grup logique filan bilenlerin. Kazak güzeli ben korkuyorum yaa diyip 1. gruba geçti, filoloji filan gibi bişe okumuş heralde, fransızcası iyi değil bildiğiniz kızın. Ben de 1 mi 2 mi olsam yaa filan düşüncesindeyim. Kadın Soner dedi dinliyorum seni, ben dedim işletme mezunuyum, mümkünse 2. grupta olmak istiyorum (1’e koymaz biliyorum, almışım bu dersleri), nerde okudun dedi İstanbul deyince Université Galatasaray dedi, Oui! Tamam seni 3 ya da 4 ‘e koyuyorum dedi, ben dedim aman yapma etme napıcam en mühendislerle, tabi kadın bilmiyor ki ben yönetim-biişim enformatik her neyse bu dersin sınavını sarhoş filan geçmiş adamım sabahın 11’inde! Neyse 3. grupla yırttık Allahtan. Ders de erken bitti, erkenden eve dönüp dinlenme çeviri fırsatı filan doğdu derken 1, 1 buçuk saat trafiğe takılarak o zamanı da harcadık yollarda. Fotoğraflarımı kaybettiğim için, burada yeniden fotoğraf çektirdim. Yarın Universite de Nantes’a kayıdımı yapacaklar, zira burada okunulup oradan mezun olunuyor.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEii7_U8GDtqHCl5GxMZ5p9R6pVZWEDDHoi54_Xx-DJ61UwUVOTxGDpPEduljEqDTbUu7mDS-Fq9-IPk7gnsKOeiVbS9pHLsoLuLezNMGz-fGLxUDRvUoT9h2mNn8OZbR82bqE81d7enJm8/s320/P051010_23.12.jpg)
Velhasıl başka bir konu var ki ondan da bahsetmeliyim. Dost ülke Kazakistan’ın gizli gündemi olabileceğine dair gözlemlerim var ey dostlar! Kız bi tedirgin, hatta Orcan dostun ve izniyle benim tabirimle “sıkıntılı”. Belirli kanıtlardan yola çıkarak sıkıntısının sebebinin de sevgilisi olması ve ondan uzak kalması olabileceği yönünde bir kanıya vardığım için nasıl ülkemizde Evropa’lı deyişle eksen kayması bizce “doğal bir yönelim” olarak görülen yön değişimi vuku bulduysa, ben her ihtimale karşı Kazakistan gruptan çıkamazsa diye ev sahibi Bulgaristan’a da yatırım yapma taraftarıyım ve bu konuda gerekli adımları attım, atacağım! Neyse yarın sabah Türk dost da aramıza katılarak kafilemizi tamamlıyoruz, umarım bundan sonra daha “entegre, eğlenceli, samimi, bla bla bla” bir turnuva izleriz. Hepinize iyi seyirler...
grupta en iyi ikincilik yeter bize.
YanıtlaSilbu ne lan beton gibi, insan yeni paragraf açar arada, okuyucu da insandır soner, unutma.
YanıtlaSilyılmaz özdil gibi yazsa daha mı iyiydi?
YanıtlaSil@cymbaline kim o?
YanıtlaSil@ Franki beybiboy sadece ayrılması gereken paragrafları ayırırız biz, ayrılıkçı deği birlikçiyiz!